Toplumun sınırlarını belirlediği, kabulün ve dışlanışın keskin hatlarla çizildiği bir dünyada, Cansu bir siluet gibi belirsizdir. Ne tam olarak vardır, ne de yoktur. Onun varlığı, kendi kimliğini yaratma çabasında şekillenir; başkalarının bakışlarında kırılan bir yansıma, hayali bir figürün somutlaşmasıdır.

Cansu, yaşadığı mekana, zamana ve kendisine biçilen role tutunmaya çalışır. Kimliğinin sınırları bulanık, sesi bazen yankılanan bir boşluk, bazen de duyulmayan bir fısıltıdır. Kendini tanımlamaya çalışırken, var olduğu beden ile toplumun ona biçtiği kimlik arasında bir çatışma yaşar. Yabancısı olduğu bu kimlikte kendini bulmaya mı çalışıyor, yoksa kaybolmaya mı?

Bu proje, kimliği sabit bir gerçeklik olarak değil, deneyimlenen, dönüştürülen ve yeniden yaratılan bir süreç olarak ele alır. Cansu, kendi varlığını yoklukla sınayan bir karakterdir. Toplumun baskısıyla parçalanan benliği, her an yeniden inşa edilmeye muhtaçtır. Bütün bu varoluşsal gerilim içinde Cansu, kendisine ait olan bir yer bulmaya çalışır—ama belki de hiç kimsenin bakmadığı bir yerde…


Cinsel yönelimleri, görüşleri ve fikirleri nedeniyle toplum tarafından sürekli bir dışlanma halinde olan, ötekileştirilen ve zorbalığa uğrayan trans bireyler üzerine yapılan bu projede heteroseksüel bir birey, trans bir bireyin yerini alıyor ve kurgusal bir karakter olan "Cansu" için kimlik yaratıyor.