Doğal peyzajın tarihsel ve kültürel birer tanık olarak varlık sürdürdüğü, zamanın ve coğrafyanın iç içe geçtiği bir alan: Erzurum Narman Peri Bacaları. Binlerce yılın jeolojik hareketleri sonucu oluşmuş bu yapılar, kendi kırmızı tonları içinde, doğanın sessiz birer anlatıcısı olarak varlık gösterirken, "Siyahi Metamorfoz" serisi bu doğal dokunun ötesine geçerek, algının ve görsel belleğin sınırlarını yeniden şekillendiriyor.
Bu seri, fotoğrafın geleneksel gerçeklik sunma iddiasına müdahalede bulunarak, estetik ve kavramsal dönüşümleri görünür kılar. Kızıl toprağın yerini siyah ve beyazın sert zıtlığına bıraktığı bu distopik manzara, izleyiciyi sıradan olanın ötesine taşır. Fotoğraflar, Narman Peri Bacaları'nın karakteristik formunu korurken, yüksek kontrastlı düzenlemeler ile doğanın bilindik estetiğini dönüştürerek yeni bir anlam katmanı inşa eder.
Dijital müdahalelerle biçimsel olarak yeniden ele alınan bu mekân, gerçeğin sınırlarını muğlaklaştırırken, kültürel mirasın yeniden yaratımı üzerine bir tartışma alanı açar. Fotoğraf, yalnızca bir belgeleme aracı değil, aynı zamanda bir dönüşüm pratiği olarak işlev görür.
Bu süreçte Erzurum merkezinden Narman ilçesine gerçekleştirilen keşifler, mekânın deneyimlenmesi ve fotoğraflanması ile başlar. Sonrasında uygulanan editoryal müdahaleler, seriyi klasik belgesel fotoğrafçılığın ötesine taşıyarak, sanatçının öznel bakış açısını ve müdahalesini izleyiciye sunar.

"Siyahi Metamorfoz," doğanın estetik değerlerine yeni bir perspektiften bakmayı önerirken, aynı zamanda gerçeklik ve imgeler arasındaki sınırları bulanıklaştırır. Yerleşik algıları sarsan bu fotoğraf serisi, doğal olanın yeniden yorumlanışı ve dönüştürülüşü üzerinden, zaman, mekân ve algı arasındaki gerilimi görünür kılar.